İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Bengi Atak, İzmir'in deprem riskine ilişkin kaygı verici açıklamalarda bulundu. Atak, İzmir'deki yapı stoğunun yüzde 70'inin güvenilirlik açısından soru işareti taşıdığını vurguladı. 30 Ekim depreminden en çok etkilenen Bornova ve Bayraklı ilçelerinde yapılan envanter çalışmaları endişe verici sonuçlar ortaya koydu. İMO'nun tespitlerine göre, toplam 60 bin binanın bulunduğu bu iki ilçedeki binaların yaklaşık yüzde 35'inin depreme dayanıklı olmadığı ve acil analiz gerektiği belirtildi. Bu riskli binaların büyük çoğunluğunu 2000 yılı öncesinde inşa edilmiş yapılar oluşturuyor. Bu durum, 1999 depreminden sonra yürürlüğe giren zorunlu hazır beton kullanımı ve deprem yönetmeliklerindeki revizyonların etkisini gösteriyor. Envanter çalışmaları, mevcut kaynakların en etkili şekilde kullanılmasını ve öncelikli bölgelerde en fazla sayıda yapının korunmasını amaçlıyor.
İzmir'de Deprem Riski Altındaki İlçeler
Bornova ve Bayraklı'daki riskli yapıların tespitiyle başlayan envanter çalışmaları, diğer ilçelere de yayılıyor. Karşıyaka'da yaklaşık 23 bin binanın incelenmesi için belediye meclisinden onay alındı ve bu çalışmaların yıl sonuna kadar tamamlanması planlanıyor. Karşıyaka'nın ardından Konak ilçesindeki envanter çalışmaları da tamamlanacak. Bu kapsamlı çalışmalar sonucunda elde edilecek veriler, İzmir genelindeki deprem riskini daha net ortaya koyacak. Her ilçenin ayrı ayrı değerlendirilmesini beklemeden, mevcut veriler ışığında İzmir'in deprem risk haritasını güncelleyerek daha etkin önlemler alınabilecek.
Acil Müdahale Gerekli
Atak, yapı stoğunun büyük bir bölümünün güvensiz olduğunu vurgulayarak, acil önlemler alınması gerektiğini dile getirdi. Özellikle riskli bölgelerde bulunan eski binaların güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor. Bu durum, hem can güvenliği hem de ekonomik açıdan büyük önem taşıyor. Hızlı ve etkili müdahalelerle olası büyük bir depremin yaratacağı yıkıcı etkiler en aza indirilebilir. Yetkililerin bu konuda daha fazla kaynak ayırması ve vatandaşları bilgilendirme çalışmaları yapması gerekiyor. Riskli bölgelerdeki vatandaşların da konuya duyarlı davranmaları ve gerekli önlemleri almaları hayati önem taşıyor.
İzmir'in Deprem Hazırlığı
İzmir gibi deprem riskinin yüksek olduğu bir şehirde, yapı denetimlerinin sıkılaştırılması ve deprem güvenliği konusunda farkındalık yaratılması şart. İMO'nun çalışmaları, İzmir'in depreme hazırlık düzeyini göstermesi bakımından büyük önem taşıyor. Elde edilen verilerin ilgili kurumlarla paylaşılması ve acil eylem planlarının oluşturulması gerekiyor. Bu sayede olası bir depremde oluşabilecek can ve mal kayıplarının en aza indirilmesi mümkün olacak. Vatandaşların da binalarının depreme dayanıklı olup olmadığını kontrol ettirmeleri, gerekli önlemleri almaları gerekiyor.