Kurtuluş Savaşı'nın son dönemlerinde, işgalci güçlerin Batı Anadolu'dan çekilirken uyguladığı yıkıcı "yakıp yıkma" politikasının izleri, "Yanık Yurt" sergisinde sergileniyor. Ziyaretçiler, özel olarak tasarlanmış "yanık" kokusuyla geçmişe acı bir yolculuk yapıyor, o dönemde yaşanan yıkımı ve insanlık dramını deneyimliyorlar. Sergi, yalnızca maddi yıkımı değil, aynı zamanda işgalin insan ruhu üzerindeki derin izlerini de gözler önüne seriyor. Yıkılan evler, harap olmuş şehirler, acılı insanların hikayeleri; geçmişin ağır yükünü bugüne taşıyan bir sergi. Sergi, o günlerin sessiz tanıklarını bir araya getiriyor: Fotoğraflar, filmler ve belgeler... Kurtuluş Savaşı'nın bu karanlık yüzünü anlamak ve hatırlamak için bir fırsat sunuyor. Ziyaretçiler, işgalin geride bıraktığı tahribatın boyutunu, o dönemin acısını ve kayıplarını daha iyi anlayabiliyorlar.

İşgalin Yıkıcı Sonuçları

1919'dan itibaren, işgalci güçler tarafından Batı Anadolu'da yaşananlar, tarif edilemez bir acıya neden oldu. Katliamlar, yağmalar ve tecavüzler, Türk halkını göçe zorladı. Büyük Taarruz'dan sonra ise işgalciler, geri çekilirken "yakıp yıkma" politikasını uygulamaya koydu. Sayısız köy, kasaba, okul, cami ve kilise ateşe verildi. İzmir, Uşak, Salihli, Alaşehir, Turgutlu ve Manisa gibi büyük şehirler, bu vahşetin hedefi haline geldi. Tarihi yapılar, evler, tarım alanları; her şey sistematik bir şekilde yok edildi. İşgal güçlerinin amacı, geride hiçbir şey bırakmamak, hayatın her zerresini yok etmekti. Bu vahşet, nesiller boyunca unutulmayacak bir acı olarak hafızalarda yerini aldı. Sergi, bu acı hatıraları gelecek nesillere aktarmayı hedefliyor.

İzmir Yangını: Bir Şehrin Külleri

9 Eylül 1922'de İzmir'in kurtuluşu, şehrin uzun süren işgalinin sonu değildi. Yunan ordusunun çekilmesiyle başlayan yangın, şehri küllerine çevirdi. 13 Eylül'de başlayan yangın, şiddetli lodosun etkisiyle kontrol edilemez hale geldi. Yaklaşık 52 saat süren yangında, binlerce bina yok oldu; İzmir, adeta bir enkaz yığınına dönüştü. İstanbul'daki gibi modern bir itfaiye teşkilatına sahip olmayan İzmir, eski model itfaiye araçlarıyla bu felakete karşı koymaya çalıştı. Eski ve yetersiz itfaiye araçlarının müdahalesi, yangının yayılmasını engellemeye yetmedi. Şehrin büyük bir bölümü kül oldu, binlerce insan evsiz kaldı. Bu trajedi, İzmir'in tarihine acı bir iz bıraktı. O dönemde kullanılan yetersiz itfaiye araçlarının da bir örneği sergide yer alıyor.

"Yanık Yurt" Sergisi: Geçmişle Yüzleşme

"Yanık Yurt" sergisi, İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi'nde (APİKAM) ziyaretçilerini karşılıyor. Sergi küratörlüğünü, İzmir Kent Tarihi Araştırmacısı ve Koleksiyoner Nejat Yentürk üstlendi. Sergide, ilk kez gün yüzüne çıkarılan fotoğraflar ve filmler, o dönemin vahşetini gözler önüne seriyor. Özel olarak hazırlanan "yanık" kokusu, ziyaretçileri o acılı günlere taşıyor. Sergi, sadece yıkılan binaları değil, aynı zamanda insan kayıplarını, acıları ve geride kalanları da anlatıyor. Sergi, geçmişle yüzleşmek ve bu acıyı hatırlamak için önemli bir fırsat sunuyor. Sergi, Eskişehir'den İzmir'e kadar uzanan geniş bir coğrafyada yaşananları kapsıyor. Yunanistan'dan çekilme sırasında uygulanan bu sistematik yıkım, Dünya tarihi açısından da önemli bir olay.